55 yaşındaki Ali Yılmaz, son iki yıldır yaşadığı mağaradan çıkarak yeni bir hayat kurma kararı aldı. Yılmaz, yaptığı açıklamada, mağarasının ona sağladığı huzurun yanı sıra doğayla iç içe yaşamanın verdiği mutluluğun da altını çizdi. “Mağaram mükemmeldi, bol oksijenliydi ve huzurluydum,” diyen Yılmaz, yaşadığı deneyimi herkesle paylaşmak istediğini belirtti. Ancak, söz konusu yaşam tarzının ona getirdiği zorluklar ve sosyal hayatla başa çıkma konusundaki düşünceleri de dikkat çekiyor.
Ali Yılmaz, 2021 yılında şehrin gürültüsünden uzaklaşmak ve doğayla iç içe bir yaşam kurma isteğiyle eşiğini geçip girdiği o mağarayı, adeta bir sığınak olarak benimsemiş. Haftalarca sıkı bir rutinin ardından, doğanın sunduğu her şeyin tadını çıkartarak kendi kendine yetmeyi öğrenmiş. Mağaranın sunduğu avantajlar arasında temiz hava, doğal su kaynakları ve olabildiğince sade bir yaşam tarzı vardı. “Sadece yağmur yağdığında dışarı çıkıp su topluyordum, diğer zamanlar dışarıyla çok az etkileşimim oluyordu,” diyen Yılmaz, yalnız kalmanın kendisine ne denli fayda sağladığını vurguladı. Ancak, böyle bir yaşam tarzının yalnızlık ve sosyal izolasyon risklerini de beraberinde getirdiğini kabul ediyor.
Mağarayı terk ettikten sonra, Yılmaz için yeni bir yaşam başlamakta. Kendi kendine yetme döneminde elde ettiği bilgiler ve biriken deneyimlerini paylaşmak adına doğa yürüyüşleri düzenlemeye başladığını dile getiriyor. “Şehre döndüm, ama doğanın benim için önemini unutmadım,” diyen Ali, birçok insana doğada geçirecekleri zamanın değerini anlatmak amacıyla eğitici seminerler vermeye niyetli. Yaşadığı deneyimleri, sergilemek ve wikisinde yazmak üzere kolları sıvamış durumda. Ali Yılmaz, zorlu kış günlerinden sonra bahar aylarında tekrar doğadayken hissedilen mutluluğu insanlarla buluşturmak istiyor.
Mağarada geçirdiği o dönem boyunca, doğal yaşamdan hangi bilgiler edindiğini ve hangi becerileri kazandığını anlatmakta büyük bir hevesle dolu. İnsanların modern yaşamın hızlı temposuna kapılıp doğal dünyadan uzaklaştığını ve bunun getirdiği kayıpları gidermek adına yaşadığı deneyimleri bir fırsat olarak gördüğünü ifade etti. Doğanın yeşil dokusu içerisindeki yaşamın, insan ruhuna ne kadar iyi geldiğini vurgulayan Yılmaz, bu durumdan yararlanarak sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparak çeşitli projeler üretmeyi hedefliyor.
Ali’nin yaşadığı bu deneyim, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorgulamayı da beraberinde getiriyor. Şehir hayatının getirdiği stres, kalabalık ve yalnızlık, birçok insanın ruhsal sağlığını tehdit eden unsurlar arasında. Yılmaz'ın deneyimi, birçok şehirli için bir uyanış ve tekrar doğayla bütünleşme fırsatı sunuyor. Bu bağlamda, Ali Yılmaz, yaşamına kattığı bu dönüşümle hem kendini hem de çevresini olumlu bir şekilde etkilemeyi amaçlıyor.
Sonuç olarak, 55 yaşındaki Ali Yılmaz’ın mağarada geçirdiği iki yıllık süre, sadece onun için değil, aynı zamanda doğanın insan yaşamındaki rolünü sorgulamamız açısından da önemli bir örnek teşkil ediyor. İnsanların doğayla olan bağlarını yeniden gözden geçirmesini sağlayarak, Ali’nin hikayesi, hepimiz için ilham verici bir yolculuk sunuyor. Modern yaşamın karmaşası içinde kaybolmuş birçok kişinin, Ali’nin hikayesinden çıkarması gereken dersler olduğu aşikar.