Ülkemizde her yıl coşkuyla kutlanan bayramlar, aile bağlarını güçlendiren, birlik ve beraberliği pekiştiren özel günlerdir. Ancak, bu özel günlerde dahi, çocukların %10'undan fazlası, ne yazık ki bayram sevinçlerinden uzakta çalışmak zorunda kalıyor. Bu durum, hem toplumsal bir sorunu gün yüzüne çıkarıyor hem de çocukların masumiyetinin ve geleceğinin nasıl göz ardı edildiğini gösteriyor.
Çocuk işçiliği, özellikle de bayram dönemlerinde dikkat çeken bir sorun haline geliyor. Hazır giyimde, tarımda ya da sokak sanatçılığı yaparak geçimlerini sağlamaya çalışan bu çocuklar, arkadaşları ve aileleriyle bayram coşkusunu yaşamak yerine, aile bütçesine katkıda bulunmak zorunda kalıyorlar. Okula gitmeyen, oyun oynayamayan çocuklar, sabah erken saatlerde işe koyulurken, akşam karanlığına kadar çalışmaya devam ediyorlar. Bu durum, sadece onların fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda psikolojik durumlarını da olumsuz etkiliyor.
Bayramlar, insanların birbirine daha çok kenetlendiği, yardımlaşmanın ön planda olduğu günlerdir. Fakat, sokaklarda gördüğümüz çalışan çocuklar, bu bayramların arka planında kalmış, unutulmuş bir gerçeği temsil ediyor. Çocukların bu mevsimde çalışma zorunluluğu, akıllara ‘Neden?’ sorusunu getiriyor. Ailelerin yoksulluk içinde yaşadığı, işsizlik oranlarının yüksek olduğu, eğitim sisteminin bu çocuklara yeterince ulaşamadığı bir toplumda, bu tür sorunların çözümü için toplumsal farkındalık artırılmalıdır.
Birçok sivil toplum kuruluşu, bayramlar sırasında bu çocuklara daha iyi koşullar sağlamak amacıyla çeşitli projeler yürütmektedir. Çocuk işçiliği ile mücadelenin sadece devlet politikaları ile değil, aynı zamanda toplumun her kesiminin katkıları ile gerçekleşeceğini unutmamalıyız. Bu bağlamda, bayramlarda yapılan yardımlar sadece gıda veya para ile sınırlı kalmamalı, bu çocukların eğitime de yönlendirilmesi gerekmektedir. Onlara, gelecekte kendilerine bağımsız bir yaşam kurabilecekleri fırsatların sunulması, toplumsal olarak genç nesil için sorumluluklarımızdan biridir.
Toplum olarak, kendi bayramlarımızı kutlarken, bu çocukların mini bayramlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini unutmamalıyız. Onlara sadece bugüne ait yardımlarla değil, geleceğe dair umut ışıklarıyla dokunmalıyız. Unutmayalım ki, her çocuk, çocukluğunu, oyunlarını ve bayram sevinçlerini hakkıyla yaşama fırsatına sahiptir. Geleneklerimiz, bayramlarımız, birlikteliğimiz ve dayanışmamız, sadece kendi topluluğumuz için değil, sokaktaki çocuklar için de geçerlidir.
Sonuç olarak, kendi bayramlarında çalışan çocuklar, sadece bir istatistik değil; bizlere, toplumsal sorumluluklarımızı hatırlatan birer aynadır. Onların gülümsediği, oyun oynadığı, bayram coşkularını paylaştığı günler için hep birlikte hareket etme zamanıdır. Herkesin eşit bir yaşam standardına sahip olması dileğiyle, bu bayramda tüm çocukların, pozitif bir geleceğe adım atmalarının temellerinin atılması gerekmektedir. Birlikte, bu çocukların hayatlarına dokunmak için el birliğiyle harekete geçmeliyiz!