İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili olarak yürütülen ceza davasında yürütülen çapraz sorguda 1.788 kez “Hatırlamıyorum” yanıtını vermesiyle dikkat çekiyor. Bu durum, hem İsrail kamuoyunda hem de uluslararası alanda geniş yankı uyandırdı. Netanyahu’nun avukatları, müvekkillerinin yanıtlarını, yaşanan olayların karmaşıklığı ve zamanın geçmesi nedeniyle hatırlayamadığı şeklinde savunurken, eleştirmenler ise bu durumun Netanyahu tarafından bir strateji olarak kullanıldığını düşünüyor. Peki, Netanyahu’nun bu tepkileri ne anlama geliyor? Dava sürecinin gerçekte nereye götüreceği ve bu durumun İsrail siyasetine olası etkileri neler?
Netanyahu’yu savunma sürecine geçiren bu çapraz sorguda, "hatırlamıyorum" yanıtı vermesi, yalnızca bir bellek kaybı olarak algılanmamaktadır. Yargı önündeki bu tavır, aslında bir tür defansif strateji olarak görülebilir. 1.788 kez bu cevabı veren Netanyahu’nun bir başka yanı ise, kendi hükümetinin belirlediği rakamların ve politikaların altında yatan süreçleri akılda tutmamış olmasıdır. Ülkede üst üste yaşanan siyasi krizler ve istikrarsızlık dönemleri, Netanyahu'nun davasının zamanlamasıyla birleşince, birçok soru getirmektedir. Gözlemciler, Netanyahu'nun "hatırlamıyorum" demesinin ardında güçlü bir iletişim taktiği olduğunu belirtmektedir. Bu yaklaşım, hem kamuoyuna yapılandırıcı bir mesaj verme çabası olarak algılanırken, hem de yargı kapasitesini etkisizleştirme çabası olarak değerlendirilebilir. Bununla beraber, Netanyahu'nun “hatırlamıyorum” demesi, yargı sürecindeki zayıflıklarını gözler önüne seriyor ve bu tavır, halk arasında yargıya olan güveni sorgulatan bir durum oluşturmakta.
Netanyahu’nun sorgusu sırasında verdiği yanıtların, büyük bir temele dayandığı tespit edilebilir. Ancak halk arasındaki tepkimeler ise oldukça karışık. Kamuoyu, Netanyahu’nun daima “hatırlamıyorum” cevabını vermesini bir tür kayıtsızlık veya yalan olarak algılamaktadır. Bu durum, özellikle Netanyahu’nun liderliğindeki Likud Partisi’nin desteğini ve popülaritesini etkileyebilir. Siyasi rakipleri, Netanyahu’ya karşı bu sıradan cevabın aslında ciddi bir yolsuzluk skandalının işareti olduğunu iddia ederek, kendileri için bir fırsatı değerlendiriyor. Sonuç olarak, bu mahkeme süreci, Netanyahu'nun siyasi geleceği ve İsrail’in ulusal güvenliği açısından ciddi etkiler yaratacak gibi görünüyor. Netanyahu’nun uzun yıllardır iktidarda olması, halkın ona olan inancının azalmasına neden olurken, aynı zamanda siyasi rekabetin artmasına yol açıyor. Bu belirsizlik ortamı, Netanyahu’nun davamı sonucunda siyasi arenanın nasıl şekilleneceği hususunda soru işaretleri bırakıyor.
Bütün bu yaşananların ışığında, Netanyahu'nun “hatırlamıyorum” cevabının ardında ne yattığını çözmek için daha fazla soru sormak ve ilgili süreçleri takip etmek gerekiyor. Ülke, Netanyahu'nun kararı ve eylemleri üzerinden şekillenecek bir siyasi dönemle karşı karşıya. İleriye dönük olarak, bu davanın sonucunun ne olacağı ve Netanyahu’nun nasıl bir strateji izleyeceği, belirsizliğini koruyor. Ancak, İsrail halkının adalet beklentisi ve yargı sürecine duyulan bakış açısının nasıl değiştiği açıkça görülmekte. Toplum olarak bu süreçleri dikkatle izleyerek, Netanyahu’nun bu cevabıyla örtbas edilmeye çalışılan gerçeklerin peşine düşmeli ve hukukun üstünlüğü prensipleri çerçevesinde değerlendirmeye devam etmeliyiz.